Cevikce / Haber ayrıntısı

“HAYIR'a dogru

Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamis bulunan kimsenin (Tek damin)
 

en büyük özelligi, kitle ile arasinda çoklukla tinsel, irksal ve milli duygulara dayali bir bag kurabilmesidir. Baslangiçta, partisinin, ilke, amaç ve hedefleri için, oyunu aldigi seçmeni, zamanla kisisel hedefleri yolunda güç aldigi partizan bir kitle haline getirir. Halkin özgür iradesiyle, kendi yönetimini belirledigi demokrasi, özünde politikaci için amaçtir. Ama bir politikaci, daha iktidari ele geçirdiginin ilk gününde, “demokrasi, benim için hedefe giden yolda araçtir”(*) diyorsa, onun gerçek amacinin, “tek elden ve tek basina iktidari elde etmek” oldugu, artik tartisilmaz.
Üst üste seçim kazandikça da, basarisinin partiye degil, “aile boyu, yalnizca kendine ait” oldugunu, haykiriyorsa, artik demokratik bir liderlikten dem vurmanin, gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Üstelik de, kendinden bir önceki Cumhurbaskani, “demokrasi yalnizca sandik degildir”(**) dediginde, kizginlikla, “evet demokrasi yalnizca sandiktir”(***) yanitini veriyorsa, o ülkede darbelere ragmen 65 yildir demokrasiyi yasatmaya ugrasan bir halki, “kul” saniyor demektir.
Nüfusu 80 milyon olan bir ülkede 24 milyonun (yüzde 33) destegiyle, toplam seçmenin yüzde 42’sinin oyuyla, toplumun temel degerlerini ve ülkenin siyasal, sosyal ve hukuk yapisini, kendi kisisel inanç, düsünce ve istemleri için kökten degistirmeye kalkisana, “Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamis bulunan kimse”(****) denir. Bu tanima göre, 16 Nisan’da degistirilmek istenen anayasada Cumhurbaskani (AKP’li) yazsa da yurttas, seçimle gelen meclislerin, yarginin ve kamusal kurumlarin üstüne çikan bir postun sahibiyle karsi karsiya olacak demektir. Yinelersek, halen olan, “fiili durumu anayasaya uydurma”(*****) hirsinin, gerçege dönüsmesi, demokrasinin temeli; kamu aygitinda, yargida ve sivil toplum kuruluslarinda, bütünüyle tek adamin iki dudagina tâbi bir edilgenlik durumu, demektir.
Son yarim yüzyildir bu ülke yetistirdigi genç kusaklarla basta, spor, sanat, bilim ve teknoloji olmak üzere, her alanda dünyanin en gelismis ülkeleriyle yarisabilmekte ve boy ölçüsebilmektedir. Ne var ki, birakiniz demokrasileri, dünyanin hiçbir uygar ülkesinde bu gün, “her seyi sadece ben bilirim” diyen ve “dindar gençlik yetistirmek”(******) için, cumhuriyet öncesinden beri yani 150 yildir denenerek çagdas bir düzeye gelen, sorgulamayi, irdelemeyi ve tartismayi esas alan egitim sistemini yok etmeye, sanki yemin etmis bir politikaci göremezsiniz.
Böyle de…, bu saptamalarim, özellikle 12 Eylül 1980 öncesinde, laik demokratik cumhuriyetin solugunu cigerlerinde duymus benim kusagimin, soyut tasasindan baska bir sey degil. Çünkü yoksulluk ve hatta açlik sinirindaki büyük çogunlugun gerçek gündemi, as ve is derdidir. Üstelik 2000 ekonomik krizini yasadiktan sonra, bu gün içinde bulundugu sorunlarina karsin, halk hala o günlerin korkusunu asabilmis da degil. Öte yandan, düsürüldügü, “kredili tüketim tuzagi” yüzünden, “alacaklisinin “O” oldugu” korkusuyla, “Tek Adama” oy vermeye mahkûm duruma düsmüs durumda.
Ancak sertleserek tirmandirilan “hayir oyu verecekleri suçlayici ve karalayici propaganda”, seçmenin aklini bulandirmis durumda. Çogu merkez sagdaki seçmen bile kendi arasinda sessizce, su sorulari fisildamaya basladi:
1-Can almaya, kan akitmaya devam eden “terör” bitecek, ülkede huzur ve güven ortami dogacak mi? (hayir)
2-Hukukun üstünlügü saglanip, yeniden “Adalet Mülkün Temeli” olacak mi? (hayir)
3-Komsularla “sifir” sorunlu iliski baslayacak, “yurtta baris, dünyada baris” ilkesi yasama geçecek mi? (hayir)
4-Türk Lirasinda istikrar, ekonomide sürdürülebilir kalkinma, gelir dagiliminda adalet saglanacak ve issizlik azalacak mi? (hayir)
(*) 2004’de Rize’de, R.T. Erdogan
(**) A. Gül
(***) Basbakan R. T. Erdogan
(****) diktatör (T.D.K.)
(*****) ve (******) çesitli konusmalarinda R.T. Erdogan






Tarih: 12.03.2017 07:53:10

Okunma : 416

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır