Cevikce / Haber ayrıntısı

HANGI DUADA(!) BERABERIZ

AKP’li Cumhurbaskani, AK Saray Külliyesinin Tek Adami,
 

reklam panolarinda ellerini semaya açmis, “Ayni duada beraberiz” diyor. Daha önce de, yine munis(!) bir resminin altinda su sözü vardi, “ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir”. Bu tavriyla, 2019 seçiminde yüzde 50’yi asamama korkusuna kapilmis bir Devlet Baskaninin, kendine bagli tutmak için seçmenin en duyarli oldugu damarlarina giriyor! Zaten, daha devlet yönetimine talip oldugu ilk yillarda da, “demokrasi bizim için amaç degil araçtir” derken de, sonralari yüksek sesle dillendirdigi hedefi, “dindar nesil yetistirmek (dinî bir devlet)” idi. Ustaca yaptigi zaman planlamasindaki önceligi, devletin vesayetini askerlerin elinden almak oldu. Onu basarinca diger anayasal engelleri (kuvvetler ayriligi, yarginin ve diger kamusal anayasal kurumlarin bagimsizligi), çok rahatlikla asacagina emindi. Açik degildi, ama 2004’deki "Laik Demokrat kimlik Devleti ilgilendirir, Benim kimligim bana aittir” savi, bu günkü panolardaki “Ayni Duada Beraberiz”in belgeli habercisiydi: O tarihte de Basbakanken bu sözleri, hem de en yetkili devlet görevini icra ederken sanki siradan bir birey gibi söylüyordu. Artik, yazarak, çizerek elestirmekle sandikta sonuç alacagimiz konusundaki kötümserlik yayginlasiyor. Ama ben yine de “umut her zaman vardir” inancimla, geçmisten günümüze “laiklik ve demokrasi” tartismasina dair yeni okudugum bir kitaptan(*) bir-kaç cümlenin altini çizmek istedim: “Siyaset, ahlak ve kozmoloji yakindan baglantili oldugu için, siyasal dönüsümler de normalde manevi ve ahlaki tabirlerle ifade edilir*. Radikal seküleristler genellikle bütün örgütlü dinlerin liberal demokrasiye tehdit olusturdugunu varsayarlar. Bu tehdit, dinî otoritenin siyasi otorite rolünü de üstlendigi durumlarda geçerlidir. Demokratik siyaset, çikar çatismalarini müzakere ve uzlasmayla çözme meselesidir. Mutlak ya da ilahi hakikati temsil ettigi iddiasindaki bir dinî kurum(anlayis), elzem olan uzlasmalara varmakta bile, hem siyasi ilkeleri hem de kendi ilkelerini ihlal etme riskini göze almak zorunda kalir.(**)” xxx Buradan R.T. Erdogan’in bu konudaki gerçek yüzünü tanitan daha önceki bir yazima geçecegim: Gani Âsik'i 1977 milletvekili seçildiginde tanidim. Ilahiyat kökenli ve dindar olmasina karsin, laik demokratik cumhuriyetçi inançlarindan asla ödün vermeyen onun gibi bir baska politikaciya rastlamadim. Bunun sirri, Islam’in ve Cumhuriyet’in özünü iyi kavramis olmasinin yaninda, laik sistemle Islam’in uyumuna olan inancinda sakli. Bu konuda çok çarpici bir örnek verir: “Tevbe Suresi 60. ayette, devlet hazinesinden yardim alacaklar sayilirken Müslüman olmayanlara da, Islam’a isindirmak için pay ayrilmasi emredilmistir. Hz. Peygamber ve Halife Ebubekir dönemlerinde bu hüküm uygulanmisken, Halife Ömer, ‘ihtiyaç kalmadi’ diyerek, Kuran’in çok açik hükmünü uygulamadan kaldirdi. Atatürk, Islam’in inanç ve ibadet kismina asla ilismedi ve Diyanet'i bu nedenle kurdu. Dinin muamelat -günlük isler- kismini da çagdas yasalarla düzenledi ki, bunu Osmanli da baslatmisti. (Tanzimat ve Islahat fermanlari)” Köy kökenli, ilahiyatçi, müftü, Karayollari isçi emeklisi, Kayseri CHP eski Milletvekili Gani Âsik yillar öncesinden bize, bu günkü Partili Cumhurbaskani, Tek Adam R. T. Erdogan’i tanitiyor: “2010 Anayasa referandumu propaganda süreci, Basbakan'in ruh halini, iç dünyasini, siyasal ve ideolojik hedeflerini daha berrak biçimde anlamamiza katkilar sunuyor ve kristalize ediyor. Onun, bugünden baslayip, gençligine ve çocukluguna uzanan izdüsümünde, Atatürk isigindan nasipsizligi yaninda, puslu ve karanlik iklimlerin tezgâhinda sekillenen bir örgü agi görüyoruz. Sik tekrarladigi Dervis Yunus’un ‘Yaratilani severiz, yaratandan ötürü’ özdeyisinden, bir aldatma argumani olarak yararlanmayi amaçladigini, daha iyi anliyoruz. Dersim olaylarinda, 2. Dünya Savasi'nin getirdigi zorluklarda, Iskilipli Atif Hoca'da ve yasanilan tarihin kendi kosullari içinde degerlendirilmesi gereken pek çok fenomenin de, hem cehaletin, hem de Makyavelizmin (politikada, amaca ulasmak için ahlaka aykiri da olsa her türlü araci hos gören anlayis), bayagi örneklerine tanik oluyoruz. Atatürk’e besledigi kin ve nefreti, Ismet Pasa ve saptirdigi tarih olaylari üzerinden nasil disa vurdugunu, mide bulantisi ile ürpererek izliyoruz. Laik sisteme ve cumhuriyetin getirdigi tüm çagdas degerlere ve bu sistemin kurucu önderine bir yandan hasim olup, diger yandan ‘resmi konumu geregi’ hisim gibi görünmek zorunda olmasinin getirdigi tutarsizlik ve siyasal cambazliklari ibretle ve aci bir tebessümle seyrediyoruz. Sanayi, ticaret ve ziraat dünyamizin saygin kurumlarini, bir ölçüde olsun objektif kalmaya çalisan tüm sektörleri, sendikalar dahil, bütün sivil toplum kurumlarini ve halki "EVET"e zorluyor ve açik seçik tehdit ediyor. Bu tabloya ve fotografin tümüme baktigimizda, daha genis demokrasi aldatmacasi ile aslinda demokrat olan Islam’a ‘fasizmin’ gömlegini giydirip, pusuya yatirdigini görüyoruz. Atatürk ne yapti ise, onun tersini yapmaya çalistigini ve Tanri’nin kendisine biçtigine inandigi ‘Mehdilik’ görevini yerine getirmek için can havliyle saga sola saldiriyor. Önümüzdeki seçimde halki bir kez daha istismar etmek için, referandumdaki anayasa taslagi ile oy kaybini durdurmaya çalisiyor. Bir baska konu ve kanayan toplumsal yara da, Basbakan’in, T. C.’nin ve toplumun hukuki ve sosyal karakterini, AKP’nin gizli ideolojisi ile aynilastirmak yolundaki kavgasi yaninda, dinin en verimli ‘oy serasi’ oldugunu bildikleri için, bütün kutsal pratikleri kullaniyor olmalaridir. Bu, Allah’in, Peygamber'in ve tarihin asla affetmeyecegi, Islam’a ihanettir. Anadolu’nun saf ve temiz müminleri üzerinde (seçmen kitlesi), ‘Müslüman Cumhurbaskani, Müslüman Basbakan ve Müslüman Iktidar’ imaj ve görüntüsü ustalikla yaratilarak, Nuh Tufani’ni aratmayacak ölçülerde ülkeyi soyup sogana çevirmeleri de, siyaseten ve hukuken siyrilsalar bile, boyunlarinda asili ve hesabi mahkeme-i Kübra’da mutlaka sorulacak, Ilahi bir zimmettir.” (*) Dinin demokrasiyle imtihani, Bog. Üni. Yayini sh. 72 (**) ayni kitap sh. 10

Tarih: 17.09.2017 10:41:00

Okunma : 379

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır