Cevikce / Haber ayrıntısı

“SUÇLU BIZIZ”

Asagidaki yaziyi, 14 yil önce Kasim 2003’te bu günkü Tek Adam, AKP’li Cumhurbaskani R.T. Erdogan Basbakan olduktan yedi ay sonra, o zaman yansiz ve bagimsiz çizgide olan NTV Internet Gazetesi'nde yazmisim.
 

O günlerden bu günlere "göz göre-göre" geldigimizin belgesi oldugu için yineliyorum. Hem de bu “gelisin” esas sorumlusunun, benim de içinde oldugum basta Ana Muhalefet partisi olmak üzere, o zaman parlamentoda olan partilerin (genel baskanlari, üst yönetimleri ve meclis gruplari) oldugunu, bir kez daha belgelemek istedim. xxx Demirel Cumhurbaskani olmasaydi 28 Subat 1997’de yasanan post-modern darbenin demokrasiyi dogrudan hedef alacagini, akli basinda herkes biliyor. Osmaniye’nin il olmasi sonucu yapilan Belediye Baskanligi seçimi sirasinda, Adana Milletvekili idim. Seçim çalismalari çok uzun ve yogun oldu. En az 6 parti seçimi alabilmek için bütün olanaklari ile çalistilar. Tek CHP Milletvekili oldugum için seçimin en büyük sorumlulugu benim omuzlarimda idi. Seçime yakin günlerde, nerede ise 24 saat mahallelerde ve hatta ev düzeyine indirdigimiz çalismalarda bizim kazanamayacagimizi görmüstük. Seçim bir yerel seçim olmaktan çok, iktidarda olan o zamanki Refah Partisi basta, partiler arasinda bir genel seçim niteligine bürünmüstü. Öyle olunca da, partiler arasi tartisma konulari, yerel hizmetlerden çikarak genel siyasal tartismalara dönüsmüstü. Hatta açikça devletin anayasal ve siyasal yapisi tek tartisma konusu olmustu. Bir tarafta Laik Demokratik Cumhuriyet ilkelerini savunanlarla, öbür tarafta karsitlari arasinda sert bir seçim ortamina girilmisti. Kaybedecegimizi görmüstüm. Çünkü yaptigimiz açik toplantilari baris ortaminda bitiremez olmustuk. Propaganda alanlari, dini egitim yapan okul ögrencilerinin gövde gösterilerine ve sokak eylemelerine tam anlamiyla teslim olmustu. Kendi partililerimizle yaptigimiz mahalle toplantilari bile laiklik karsiti satasmalar yüzünden basarisiz oluyordu. O günlerde Basbakan Erbakan’in, Imam Hatip Okullarinin partisinin arka bahçesi oldugunu söylemesi büyük bir siyasal etkinlik gösterisi sayiliyor ve olagan karsilaniyordu. Bir milyon genç komsu bir ülkedeki Islamî Cumhuriyet düzeninin, Türkiye’de de olabilecegi inanci ile, kendini bu amaca nerede ise adamisti. Hepsi de içten ve inançli idiler. Otuz yil öncesine giden ve sayilari hizla artan küçük yasta ögrencilerin beyinlerine yerlesen yasam anlayisi, onlari bilimin temel oldugu Çagdas, Demokrat bir ülkenin özgür düsünen yurttaslari olmak ile, seriat kurallarini içinde bu dünya için degil, asil Ahiret için (öldükten sonra cennette) yasayacak birer kul olmak arasinda sikistirmisti. Osmaniye seçimini ezici bir sekilde onlar kazandilar. O tarihteki Cumhurbaskanimiz beni, 1973’de CHP’nin Adana Milletvekili oldugumda, ayrildigim Devlet Planlama Teskilati'nda çalistigim tarihlerden tanir. Ankara’ya döner dönmez, seçim çalismalarinda kapildigim büyük endiseleri ve Erbakan’in Basbakanliginda bir süre sonra Demokrasimizin bir kez daha kesintiye ugrayacagi korkularimi kendisine anlatmak için, Demirel’den randevu almak amaci ile yogun bir hazirlik yaptim. Benden çok daha endiseli ve heyecanli olanlar vardi elbette! Demirel Cumhurbaskani olmasaydi, 28 Subat’ta yasanan ve sonunda Erbakan’in Basbakanliktan (gönül rizasi ve tebessümle) ayrilmak zorunda kaldigi post-modern darbenin, dogrudan demokrasimizi hedef alacagini akli basinda herkes biliyor. Demokrasinin olmazsa olmaz kosulu Laik Toplum olmaktir. Laik Toplum olmanin yolu da Çagdas ve Laik egitimden geçer. Basbakan Erdogan’in Imam-Hatip çikisli olmakla övünmeye elbette hakki var. Kendisini yetistiren egitim kurumuna saygi ve vefa duymaya da hakki var. Ancak Türkiye’yi Avrupa ölçütlerinde çagdas ve kalkinmis bir ülke yapma heyecan ve inancini gerçekten tasiyorsa, daha çok sayida genç çocugumuzun taze beyinlerine hurafeleri, seytanlari, perileri sokmanin günahini üstüne almasin derim. Tarih: 12/Kasim/2003 xxx Ilk paragrafta neden ”sorumlusu biziz (partilerin genel baskanlari, üst yönetimleri ve meclis gruplari) dedigimi, bu son satirlardan çok açikça görüyoruz. AKP’nin basina geldigi ilk günden, R.T. Erdogan’in söz ve eylemleriyle, iç ve dis her alanda ve her konuda kararlari ve uygulamayi aile boyu tek basina eline almaya azmettigini görmüs müyüz, görmüsüz! Öyleyse, ardi arasi kesilmez parti içi kavgalar ve olaganüstü kurultaylar partisi olacagimiza, R.T. Erdogan’in o gerçek yüzünü seçmene göstermenin yolunu, yordamini mutlaka bulmamiz gerekiyor muydu, Evet! Ama biz ne yapmisiz, “genç çocugumuzun taze beyinlerine hurafeleri, seytanlari, perileri sokmanin günahini üstüne alma...” gibi dilek ve temennilerle, Tek Adam'in bu günlere gelmesini önleyecegimiz safligini, sorumsuzlugunu ve hatta korkakligini yeglemisiz. O gün de, bu gün de, yarin da asil suçlu “BIZIZ”.

Tarih: 24.09.2017 08:57:01

Okunma : 351

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır