Cevikce / Haber ayrıntısı

ANIMSADIM ISTE!

Temmuz 1964'te Kibris'ta Türklere karsi kiyim basladiginda,
 

Basbakan ismet Inönü adaya müdahale etmek istemisti. ABD Baskani Johnson da ünlü mektubu ile "NATO'nun size verdigi silahlarla, adaya müdahalenize karsiyim, engellerim" demisti, Ismet Pasa bu gözdagina karsilik "Yeni bir dünya kurulur, biz de orada yerimizi aliriz" diye cesur bir yanit vermisti. Bu söz üzerine Beyaz Saray yumusamis ve Baskan, Pasa'yi ABD'ye davet etmisti.
Lyndon Johnson, ABD tarihinin en aci olayi olan Vietnam savasini tirmandiran ve 20. yüzyilin en kanli savasi olarak ABD'nin utanç belgesi haline gelmesine neden olan baskan olarak tarihe geçmistir. Johnson'in yasaminin son dönemini konu alan bir film çevrilmisti. Baskan'i gerçege uygun anlatiyordu.
Isterdim ki, güneyimizdeki su sicak günlerde, bütün Büyükler(!), o filmi seyretsinler. Yillardir ABD Baskanlari, silah sanayiinin tetikçiligini bilerek sürdürdükleri için Afganistan, Irak gibi simdi de Suriye’yi, dibi olmayan bit bataklik haline getirdiler.
1969'da Richard Nixon Baskan oldugunda, birinci sorun Vietnam Savasi idi. ABD her gün ciddi sayida yitirdigi genç askerlerinin cenaze törenlerinin basinda içine düstügü çikmazdan nasil kurtulacagini tartisiyordu.
Nixon, savasi bitirme vaadi ile geldigi Beyaz Saray'da, giden Baskan'i (Johnson'i) agir sekilde suçlayarak göreve basladi. Yeni Baskan yenilgiyi kabullenerek savasi sona erdirmeye mecbur oldu. Sonuçta, 58.193 ölü ve 153.363 yarali ABD'linin ve yaklasik asker-sivil 1,5 milyon Vietnamlinin yasamina mal olan savas, ABD tarihinin en kanli sayfalarindan biri oldu.
Sözünü ettigim film, savasin tirmandirildigi günlerde, Beyaz Saray'da yasananlarla, Baskan Johnson'in iç dünyasini yansitiyordu: Baskan Johnson Teksaslidir ve kovboy sapkasi ile özdestir. Ancak bu günkü emlak zengini Donald Trump'tan sinifsal olarak farklidir. Bir anlamda kasabali Teksaslidir. Alt sinif Amerikalinin sevdigi, halk adami bir politikacidir. Ancak, yerine Baskan olduktan sonra, magrur ve güçlü Kennedylerin tersine Washington'daki derin ve zinde güçler karsisinda zayif ve eziktir. Beyaz Saray'in en önemli konusunun Vietnam oldugu o günlerde Johnson, savunmanin basinda olan Robert McNamara gibi üstün zekâli ve hirsli kisilerden kurulu bir kadroyla çalisiyor. Pentagon, Baskani "daha çok asker, daha çok silah ve daha çok para" diye baski altina almis. Savas kuzeye dogru hizla tirmandiriliyor. Kitle imha silahlari ve yogun B2 bombardiman uçaklari ile Vietnam yesillikleri, kizila dönüyor. Bugün-yarin kesin sonuç derken, ABD gittikçe bataga saplaniyor.
Filmde, o günlerde Baskan Johnson'un iliklerine kadar eriyip, tükendigini görüyoruz. Sevgili esi yalvariyor; "Gel birakip gidelim Tekxas’a, çiftligimize dönelim" diye. Baskanin politikaci hemserileri günlerce, "Durdur bu gidisi, bunun sonu yok, hemen çikalim bu batakliktan" diye onu ikna ediyorlar. Ne var ki, Baskan ertesi sabah savas masasindaki sahinler kadrosu karsisinda tekrar acze düsüyor... Bu böyle haftalarca, aylarca yasaniyor. Sonunda Johnson bitiyor. ABD de yiginlarca insan ölüsünü savas alaninda birakip Vietnam'dan kaçiyor.
ABD’nin bizi de bulastirdigi (mecbur ettigi) güneyimizdeki kan ve can batakliginin sonu ne olur?..Yine burada da sonucu, “sömürgenler (ABD-RUSYA) arasi kiyasiya paylasim savasi” gösterecek…“Vietnam’la ne ilgisi var?” diyeceksiniz. Animsadim iste!



Tarih: 28.01.2018 07:51:42

Okunma : 281

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır