Cevikce / Haber ayrıntısı

II - AKP'NIN (R.T. ERDOGAN’IN) YOLA DEVAMI?

Geçen haftadan devam ediyoruz:
 


AKP'nin önünün açilmasini getiren süreci bir kez daha geriye dönerek alalim;

1995 seçimlerinde, Cumhurbaskani Demirel hükümet kurmakla, en çok oyu aldigi için (%22), seklen önce Refah Partisi Genel Baskani Necmettin Erbakan’i görevlendirdi. Ancak, Erbakan Hoca'nin koalisyon önerisini, (Demirel'in de telkiniyle) Tansu Çiller ile Mesut Yilmaz olumlu karsilamadilar. Ve o asamada Erbakan hükümet kuramadi. Sonrasinda ANAP ile DYP, aralarinda anlasarak, önce iki yil Mesut Yilmaz’in, sonra Tansu Çiller'in Basbakanligini öngören ANAYOL hükümetini kurdular. Kisa süre sonra, stratejisini geçerli bir programa baglamadigi halde Mesut Yilmaz, "sagin kendi liderliginde birlesmesi" amaciyla Çiller'i tasfiye etmek için yolsuzlukla suçlama yolunu seçti. ANAYOL dagildi. Tansu Çiller'in siyasetten dislanmasina, Mesut Yilmaz'in da Yüce Divan'da yargilanmasina kadar giden olaylarin baslangici oraya dayanir. Erbakan, ikinci kez görevlendirildiginde Mesut Yilmaz ile anlasti. Hükümet çatildi, imzalar atilmadan bir gece önce neler olupbittiyse Yilmaz, Erbakan Hoca'nin Basbakanligini göze alamadi. Sonralari, generallerin baskisina gögüs geremedigi yazildi, çizildi. REFAH-ANAP koalisyonu baslamadan bitti. Hakkindaki yolsuzluk suçlamalarindan kurtulmak için Tansu Çiller hiç zaman yitirmeden, Erbakan Hoca'nin Basbakanligina razi oldu. Böylece, 1969'dan beri Milli Görüs'ü Basbakanlikla taçlandirmak isteyen Prof. Necmettin Erbakan muradina ermis oldu...

1974'te 1. Ecevit Hükümeti kurulurken Milli Selamet Partisi ile yapilan koalisyon çalismalarini yürüten komisyonun üyesi idim. Dolaysiyla Milli Görüsçüleri baskalarina oranla daha yakin tanima firsati bulmustum. Milli Görüs'ün su üç hedeften ayrilmasi hiçbir zaman söz konusu olmadi; Birincisi, Erbakan'in sözüyle, "Bati taklitçiliginden" kurtulmak. Bunun özü, Avrupa Birligi'ne karsi olmaktir. Hoca'ya göre, eski adiyla Avrupa Ortak Pazari yerine, "Müslüman Ülkeler Ortak Pazarina” dogru gitmek gerekirdi.
Ikincisi Yahudi karsitligidir (düsmanligidir). Basbakanliktan gitmesini zorlayan 28 Subat olayina, Sincan'daki "antisemitist, asiri dinci piyes" ile baslayan gelismeler neden olmustur.
Üçüncüsü ve bence en önemlisi, yine kendi sözü ile "arka bahçesini" yani imam hatip okullarini, egitim sistemimizin alt yapisi haline getirmekti.

3 Kasim 2002'de yapilan genel seçimden, AKP basariyla çikti. Yillar öncesinden Milli Görüsçü (Erbakan'a yakinligiyla tanidigim) bir bankaci benimle görüsmek istedi, iyi yetismis, dürüst, ahlakli, ancak gerçek yasaminda tinsel önyargilarinin fazlasiyla etkisinde, çagdas degerlere uzak bir kisiydi. Tayyip Bey ile sicak iliskilerinden söz ederek, deneyimlerimden yararlanmak istedigini söyledi. AKP'nin en az bes yil iktidarda kalacagini ve CHP ile Mecliste, birlikte basarili olmalari gerektigini ve benim, özellikle partili geçmisimden dolayi önerilerimi merak ediyordu. Ben, su üç konunun kisaca altini çizmistim: "Emekleyen demokrasinin bir kez daha darbe yemesini ülkemiz kaldiramaz. Dolaysiyla birinci temel konu, yasalasan egitim birliginden geri dönüs için adim atilmamali. Ikincisi, Avrupa Birligi konusunda uyum yasalarini hizlandirarak, meclis çogunlugunun verdigi olanakla, AB ile müzakerelerin baslatilmasi için kararli olunmali. Üçüncüsü de Israil ile zorunlu kalmadikça uyumsuz politika izlemekten kaçinilmali."

Bir gün, Basbakan Erdogan ile Israil Basbakani Ariel Sharon'un aralarinda "Kirmizi telefon" kurma kararini dinlerken, o görüsme aklima geldi. Ancak, 2007'den sonra, -yerini saglamlastirdigina güvendiginden olacak-Milli Görüs’ün Israil karsitligina dayanan eski politikasini gündemine aldi. Laik egitimden uzaklasmak ve Imam-Hatip liselerini hizla yayginlastirmak için bir seri yasal degisiklige gidildi. Ve ülkeyi, bir kez daha darbeyle karsi karsiya getirmemesini bekledigimiz AKP (R.T. Erdogan), devletin asker-sivil kadrolarini teslim ettigi bir Tarikatin* laik demokratik cumhuriyeti yikmaya kalkismasina firsat verdi.
*) AK Sarayin aldatildigini söyledigi ve zamanindaki adiyla Fethullah Gülen Hizmet Hareketi (simdi artik FETÖ Terör Örgütü)

Gelecek hafta : 2007 Seçimi Ile Gerçek R.T.ERDOGAN Dönemi Basliyor

Tarih: 27.11.2018 15:42:40

Okunma : 226

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır