Cevikce / Haber ayrıntısı

1 MART TEZKERESI Gerçegi

1 Mart 2003’te
 


“Türk Silahli Kuvvetleri’nin yabanci ülkelere gönderilmesi ve yabanci silahli kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasi için Hükümet’e yetki verilmesine iliskin basbakanlik tezkeresi” için TBMM’de yapilan gizli oturumda 264 kabul, 250 ret 19 çekimser oy kullanilmistir. Ancak, tartismalardan sonra 267 salt çogunluk olmadigi için tezkere kabul edilmemis sayilmistir. Salt çogunlugun gerekip-gerekmedigi tartismasini bir yana birakip esasina baktigimizda, tezkere AKP’nin Meclis Baskani Bülent Arinç’in basini çektigi kati milli görüsçülerin ret oyuna CHP’nin katkisiyla ret edilmis oldu.
O tarihten sonra, milli görüs siyasetinden (dinî siyasetten) yani laik demokratik cumhuriyet karsitligindan hiç ödün vermeyen ayni grup, yeri geldikçe, “ret oyu vermekle ABD’nin ülkemizi isgalini önlediklerini” dillendirip durdular. Ilginç olan ise, o zaman parti üst yönetiminde olan CHP’liler de, övünme hakkinin asil kendilerine ait oldugunda hala israrlilar. Her yil oldugu gibi yine bu günlerde bazi eski milletvekilleri toplanarak ve yazisarak 1 Mart Tezkeresindeki kahramanliklarini(!) aniyorlar. Dün de o tarihteki Genel Sekreter, Ankara’daki bir toplantida özetle sunlari söylemis. “1 Mart Tezkerenin reddi, bizim ulusal baskaldirimiz sayesinde olmustur. Emperyalistlere –geldikleri gibi gideceklerini- animsatan ve tarihe geçen bir haykiristi. Mecliste CHP olarak yaptigimiz etkili muhalefetle BOB projesi suya düsürmüstü”.
Ben o gün de bu günde, 1 Mart Tezkeresinin reddinin, içinden çikilmaz hale gelen içerdeki birlik-dirlik-güvenlik ve dis iliskiler boyutunda, ülkemizin çikarlarina yarari olmadigini düsünenlerdenim. O tarihte henüz AKP’nin gölgesine girmemis olan basta Genel Kurmay ve Disisleri üst kadrosu olmak üzere, en birikimli Cumhurbaskanimiz rahmetli S. Demirel, birçok önde gelen dis politika ve güvenlik uzmanlari da, tezkerenin geçmesi gerektigini dile getirmislerdi. Bu düsüncenin birinci gerekçesi; Irak’a müdahale için Iskenderun limanindan çikarak güney hudutlarimizda yiginak yapacak ABD askeri güçlerine, tezkerede de açikça belirtildigi gibi kalici degil geçis süreci için izin veriliyordu. Ikincisi ve daha önemlisi, bu gün çok fazla kana-cana ve aciya katlandigimiz güney sinirimizdan daha güneye dogru destek gücü olarak ABD ile birlikte sinir ötesi ve genis kapsamli bir askeri hareket alani elde etmis olacaktik. Yine bu gün terör gruplarinca isgal edilmis olan bölge bütünüyle Türk Silahli Kuvvetlerinin kontrolüne girecekti.
Simdi Türkiye’de halen onca Üssü* varken, tümüyle isgal ettigi Irak’tan çekilen ve su siralar Suriye’de de sayili karakol birakarak çekilecegini ilan eden ABD’nin, “1 Mart Tezkeresi geçseydi ülkemizi isgal etmis olacagini” söylemek ve hatta düsünmek, gerçekle ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve halkinin tarihiyle asla bagdasmaz. Ayrica o tarihteki CHP üst yönetiminin aslinda ne düsündügünü göstermek için 18 Nisan 2003’de Hürriyet gazetesi genel yayin Yönetmeni Ertugrul Özkök’ün Genel Baskanla yaptigi söylesiyi animsatmak istiyorum; “Soru: Tezkere gibi milli bir olayda muhalefet partisi gibi davranmasaniz daha iyi olmaz miydi? CHP Genel Baskaninin yaniti: Canim bir de reel politika var. Bunlar tamam da, siyasetin kati gerçekleri var. Siyasetin kati politigini düsünecek olan iktidardakilerdir. Onu iktidardakiler düsünecek. Biz muhalefetiz, biz vicdanimizin sesini dile getirecegiz”. Yani Genel Baskan diyordu ki, “Ben Basbakan olsam, reel politikanin geregi olan dogruyu yapardim, yani Tezkereyi geçirirdim”. Yine bir baska belge; 1 Mart Tezkeresinin taslagini genelkurmay uzmanlariyla hazirlayan ve ABD tarafiyla müzakerede bas temsilcimiz olan Büyükelçi yakinda kaybettigimiz Ankara milletvekili Deniz Bölükbasi’nin ekranlarda kalan su sözleri: “1 Mart Tezkeresi çikmadigi için ABD’nin yani sira Irak’a asker sokamadigimizdan en çok kaybeden yine Türkiye olmustur. Hele bugünkü sonuçlara bakildiginda ABD Türkiye’yi katmadan Irak’i isgalinden dolayi çok, hem de çok memnundur”.
(*) Türkiyede’ki ABD üs ve tesisleri, Emekli hava Tümgeneral Beyazit Karatas
Not: Bu yaziyi yayinlamakta zorlandim. Ancak, geçmiste benzer çok sayida yanlisin içinde olanlardan birisi olarak, ülkemizin bu günlere gelmesinden öncelikle bizim sorumlu oldugumuzun, bir kez daha altini çizmeyi kendim için zorunlu gördüm.

Tarih: 3/4/2019 1:02:40 PM

Okunma : 203

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır