Cevikce / Haber ayrıntısı

ÜMMETİ BÖLMEYİN*

2004’de henüz çiçeği burnunda başbakanken memleketi Rize’de,
 



“milli görüş gömleğini çıkardım, halkın kahramanı rahmetli Menderesin izindeyim” dedi. Yüzde 10 seçim barajı sayesinde yüzde 34 ile tek başlarına hükümet olmuşlardı ama aklında, daha önceki milli görüşçü partilerinin kapatılma korkusu vardı. O nedenle R.T. Erdoğan’ın buna benzer sözleri, içerdeki vesayetçilere ve izinlerini aldığı ABD ve AB’ye, kendisine güvenmeleri için mesaj niteliğindeydi. Hatta ayni nedenle, 2005’te AB ile ortaklık müzakerelerini yeniden başlatma protokolünü de, istemediği halde imzaladı. İçeride liberal demokrat geçinen 2. Cumhuriyetçi bilim ve medya çevresi de, AB’ye dönük adımlarını ciddiye aldığı için AK Saray’ın Tek Adamlığına kadar R.T. Erdoğan’ı cansiperane desteklediler.

2007 seçimine bu havada gidildi ve AKP (R.T. Erdoğan) oyunu (popülist desteğini) anlamlı bir şekilde artırdı. Artık kendine göre, “vesayet odaklarına” (derin devlet, yargı, medya ) karşı harekete geçebilirdi. O günlerde arka arkaya tekrar ettiği şu sözleri anımsayalım: “demokrasi bizim için amaç değil, hedefe giden yolda araçtır”, “ dindar nesil yetiştireceğiz”, “yeni devleti inşa ediyoruz”, “bundan böyle artık kızılcık şurubu içip kan kusmayacağız”, “beni anayasaya uydurmayı bırakın, anayasayı bana uydurun” ve en önemlisi “demokrasi sadece sandıktır”…

Aldatıldım dediği FETÖ’nün sayesinde, o sandıktan çıkardığı 2016 Anayasası ve 2018 partili cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, 2008’den beri adım adım tırmandırdığı “Tek Adam” lığını, resmileştirdi. Öte yandan bu süre içinde, ”kalkınıyoruz” diyerek, ülkeyi beton ve demir yığınağına çevirdi. Hem de, kamu kaynaklarından desteklediği üç-beş özel girişicinin ve partizan yandaşların servetine servet katarak. En son 11. Kalkınma planı dolaysıyla CHP sözcüsü Faik Öztrak’ın verdiği şu bilgi, ülkenin ekonomik gerçeğini bütün çıplaklığı ile belgeliyor: “2013 yılında kişi başına düşen gelir 12 bin 480 dolardı. Şimdi plan ne diyor? 2023’te 12 bin 484 dolar olacak diyor. 10 yıl boşa kürek çekmişiz”.

Bu olumsuz duruma karşın, 31 Mart 2019 yerel seçimine giderken, Partili Cumhurbaşkanı hala bekledi ki, “nasıl olsa dinî ve milli duyguları elimde, yarıdan bir fazla seçmen sandıkta bana sahip çıkar”. Oysa halkın artık sabrı taşmıştı; Özellikle İstanbul’da “kimsin ya” dediği bir Genç Adamın aldığı sonuç, Tek Adam’ı tam anlamıyla allak-bullak etti. O gece parti balkonunda, zirveden hızla düşüşe geçtiğini görmüş olacak ki, “merak etmeyin, ilçe belediyelerinde çoğunluk bizde!” diyerek, partizan yandaşlarına moral verme çabasındaydı. 1 Nisan 2019 sabahı ise, yoluna devamdaki güç kaynağı olan “sandıkta” yenildiği gerçeğini kabullenmek, onun gibi(!) bir Tek Adam için asla mümkün değildi. Hırs, hiddet ve inatla 23 Haziran macerasına atıldı.

Parlamenter demokrasiye dönüşe direnen sözlerinden ve savaşkan tavrından görülüyor ki, “İstanbul’u kaybedersek, iktidarı kaybederiz” deyişine karşın, 55 kat farkla bir kez daha yenildiği halde “demokrasinin sadece sandık” olmadığını, hala anlamak istemiyor. Daha da ileri ve tehlikeli bir duygu (nükleer silahlanma sevdası) içine girmiş olmalı ki, milletinin bekasını bırakmış, “ümmeti” kurtarma hayaline kapılmış gidiyor. Ne diyor, “Ümmeti Bölmeyin”. Kime diyor, daha dün ayni(!) yolda kader birliği ettiği A. Gül’e…
Not: Bir anımsatma: Kurtuluş Savaşının 2. Adamı, varlığını ulusun ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne adamış devlet adamı İsmet İnönü, bir parti genel başkanı için şunları söylemişti: “Bir Sergüzeştçinin** bir-kaç macera kazanması, onun sergüzeştçiliğini ortadan kaldırmaz”.

(*) Partili Cumhurbaşkanı Tek Adam R.T. Erdoğan'ın sözü (Gazetelerden)

(**) Sergüzeştçi: İlginç ve tehlikeli olayları göze alan, serüvenci, maceraperest.(T.D.K )

Tarih: 7/17/2019 1:07:19 PM

Okunma : 174

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır