Cevikce / Haber ayrıntısı

“HADDİNİ BİLMEYENLERDEN” geldik “HADSİZLERE”

“Haddini bilmeyenin eline bir mal, bir mevki geçti mi, herkesten önce kendi rezilliğini sergileyen kendisi olur”
 

Mevlana’nın bu çok önemli özdeyişini bir-kaç kez okursanız bir satırda, sayfalarca bir kitap okumuş kadar olursunuz. Önce aklınıza yakın çevrenizde bir-kaç İsim gelir. Yaşınız biraz ilerlemişse, anılarınızda bazı önemli(!) Kişiler canlanır. Biraz daha zorlarsanız, bu kez kendini rezil etmiş birçok ünlü Yönetici, Politikacı belleğinizde çağrışım yapar. İşte o zaman istemeyerek te olsa Mevlana’nın nezaketini bir yana bırakır, bu anımsadıklarınıza “Haddini Bilmemişler” dersiniz.
Elbette haklısınız. Keşke Halkımız o tiplerin günümüzde boy gösterenlerine 31 Mart ve 23 Haziran 2019 belediye başkanlığı seçimlerinde olduğu gibi, “Haddinizi Bilin” diye topluca haykırsa, işte o zaman çağdaş demokrasinin gerçek anlamda gerçekleştiğini göreceğiz.
İyi bir üniversiteden mezun olduktan ve planlama konusunda uzmanlık eğitimi aldıktan ve on yıldan fazla Devlete üst düzeyde hizmet ettikten sonra kendimi, rastlantı sonucu, genç yaşta politikada buldum. Benim de içinde olduğum, iki partinin beşer üyesinden oluşan komisyonun tamamladığı CHP-MSP Hükümet Programını, Turan Güneş (1974’deki 1. Ecevit Hükümetinin Dışişleri Bakanı) Parti Genel Başkanları Ecevit ve Erbakan’a sundu.
Meclis koridorlarının soğuk bir kış gecesinde, Gazeteciler, Ecevit’in açıklayacağı Bakanlar Kurulunu öğrenmek için birbirlerini atlatmaya çalışıyordu. CHP’nin o zamanki grubunda İsmet Paşa ile çalışmış, Necdet Uğur, İlyas Seçkin, Kamil Kırıkoğlu gibi birçok önemli ve deneyimli isim vardı. Gecenin geç bir saatinde Başbakanın beni çağırdığını söylediklerinde, programdaki ekonomik bölüm ilgili sorgulanacağımı düşünerek odasına girdim.
“Sayın Çevikçe, sizi Bayındırlık Bakanı olarak kabinede görevlendirmek istiyorum” dediğinde Başbakan Ecevit yüzüm kızardı ve kaygılandım; “Efendim, ben daha yeni bir politikacıyım, grubumuzda çok değerli ve birikimli ağabeylerimiz var, beni bağışlayın” dediğimi ve o çekingen halimi hiç unutmadım.
Hızla akan zaman içinde, bu ülkeden birçok “Haddini Bilmezler” geldi ve geçti. Ama böyleleri yüzünden, son kırk yılda Türkiye’miz, ekonomik, sosyal ve siyasal her türlü bunalımı yaşadı. Bu bunalımların bedelini halk öderken, kendini rezil edenler, Politikacıyı da halkın yüzüne bakamaz hale getirdiler. Bir ara, “politikacılara haddini bildireceğiz” diyerek Çankaya’yı ele geçiren 12 Eylül Darbecileri, haddini az bilenlerin yerine, hepten “Hadsizleri” getirdiler. Çaresiz halk eskileri arar oldu.
Bu anlattıklarım 2002 seçiminden (AKP’den önceki) politik döneme aitti. Özellikle, adı 2017 anayasa değişikliği ile konsa da, 2007 seçiminden sonra fiilen başlayan Tek Adamlık yönetiminde artık “haddini bilmeyenler” değil, tümüyle ve her konuda “hadsizler” ülkesi olduk. Çünkü haddini bilmemek, bir karar verirken, bir söz ederken ve bir iş yaparken yeteneğini, liyakatini ve ehliyetini aşmayı ifade eder. Mevlana “haddini bilmeyen” derken, “hadsiz (haddi olmayan)” demiyor, var olan yeteneğinin, ehliyetinin, liyakatinin ölçüsünü aşanı (hiç bilmeyeni) kast ediyor.
Öncesini bırakalım, 2018 seçiminden sonra AK Saray’ın parti üst yönetiminde ya da hükümetinde, “haddini bilmeyen” belki bir kişi (S. Soylu) var diyelim, “haddi olan” hiç var mı?
Reis’in yalnız emirlerini değil, sezgilerini, imalarını, düşündüklerini gözünden ve dudağından okuyup, gereğini yerine getirmenin yarışındalar. Ne yetenek ne liyakat ne de ehliyet var. Ne hak ne hukuk ne de vicdan kaldı. Tanzimat sonrası Osmanlı’da bile, asla bu denli hadsizi görülmemiş bir kadro bu. Adeta 21. Yüzyıl Emir Kulları.
Bütün bu saptama ve eleştirilerimin hedefi, elbette AKP ve onun Reis’i. Ancak, hafta sonu genel başkanlığa gelişinin 10. yılını kutlayan(!) CHP Genel Başkanı ve kadrosu için de çoğunluğun ayni değerlendirmeyi yaptığını biliyoruz. Öyle gözüküyor ki, dört genel seçim kaybettiği halde Genel Başkan, “oylarını anlamlı bir oranda düşüren genel başkan gitmelidir" sözünü Türkiye’de sosyal demokrat bir parti (CHP) için değil, İngiltere İşçi Partisi için söylemiş!
Ben yine de iyimserim; Genç kuşaklarımızın, Covid-19’a karşı verilen savaşımda görüldüğü gibi sağlık başta birçok alanda cumhuriyetin eğittiği yetiştirdiği yetenekli, liyakatli, ehliyetli haddini bilen insan kaynağımızın, AKP’li Cumhurbaşkanına rağmen ülkeyi, çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracaklarına olan inancı, özgüveni, umudu ve öğünü, her zamandan daha yüksek…
Bayramınızın kutlar, esenlikler dilerim.

Tarih: 5/27/2020 2:15:57 PM

Okunma : 167

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır