Cevikce / Haber ayrıntısı

Bir Genel Başkan bu “HALE!” Gelmiş ise?

CHP’nin 37. Kurultayı dolaysıyla
 

E. Genel Sekreter, Genel Başkan Yard. Ank. Milletvekili, Çalışma Bakanı ve 65 yıllık parti üyesi Önder Sav, şu düşüncelerini açıklamıştı:
“Hukuken bir yıl daha erteleme olanağı varken, Bu kurultayın neden böyle yapıldığı belli. Bazı yöneticilerimiz geleceğe yönelik endişe taşıyor olabilirler. Böyle bir zamansız ortamda (vaka sayısı yeniden artmaktayken) kurultay yapılmasının sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir sağlıksızlık çıktığında bunun hesabını kim verecek? Van'dan Hakkâri'den Edirne'den gelecek olan delegenin ne günahı var?”
E. Genel Sekreter Yard, Genel Başkan Yard. Adana ve Amasya Milletvekili, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı ve 48 yıllık parti üyesi olarak ben de geçen haftaki yazımı şöyle bağlamıştım:
“Değişimin gücü olma vaadiyle geldiği halde, on yıldır etkin ve yetkin olamadığını görüp, değişim ve yenileşmenin önünü açmak yerine, açık havada maskeli ve mesafeli ve belli sayıda delegeyle ve sırf kendi ve takımını seçtireceği gündemle kurultay yaparak, yoluna geldiği gibi aynen devam etmek, bencillik değil mi?”
Önder Sav ve ben 1973 seçiminde genç yaşta CHP’nin milletvekili olma onurunu yaşadık. Halkçı Ecevit’in Kıbrıs Barış Harekâtının kararını veren 1. Hükümetinde bakanlık görevi üstlendik. Ben 2. Ecevit kabinesinde de görev aldım. Partimiz CHP 12 Eylül 1980 darbesince kapatıldı. Bizler eylemli siyasetten yasaklandık. Arkadaşlarımız tutuklandı, işkence görenlerimiz oldu. 1987’den sonra SHP’de Erdal İnönü’nün yanında en üst parti görevleri aldık. CHP yeniden açıldığında, Genel Başkan Deniz Baykal’la birlikte, CHP’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti, laik demokratik Türkiye cumhuriyetini, “çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırma” görevimizi, inançla ve bağlılıkla sürdürdük. Ben 1999’dan beri milletvekilliği ve benzeri görevler için aday dahi olmadım. Önder Sav 2011’de milletvekilliğini bıraktı.
1970’in ikinci yarısından 2002’ye kadar bütün (günlük) yaşamımız, Süleyman Demirel’in milliyetçi cephe, Turgut Özal’ın küresel sermaye ve Necmettin Erbakan’ın siyasal İslam politikalarına karşı savaşımla geçti. 2002’den ve özellikle 2007’den bu yana olağanüstü hızla tırmanan ve artık yasama, yürütme ve yargı erklerini de tek başına eline alan AK Saraya karşı yazılı ve sözlü kamuoyu kanallarında gücümüz yettiğince mücadeleyi sürdürüyoruz.
Bütün bunları neden anımsattım; geçen haftaki şu haberi bir daha okuyalım:
“Kurultayı eleştiren bazı eskilere tepkili olan MYK üyelerinin ‘Siz neden bu saldırıları sineye çekmeye çalışıyorsunuz. İzin verin CHP'yi mesnetsizce suçlayanlara yanıt verelim’ dediği, Kılıçdaroğlu’nun ise ‘Saray CHP’yi karıştırmaya çalışıyor. Tartışmaya girmeyin’ talimatı verdiği öğrenildi”
CHP’nin başına geldiği on yıldan beri, kendi deyişiyle “bir tek anlamlı seçim başarısı” olmayan bir Genel Başkan, Önder Sav ve Erol Çevikçe hakkında “Sarayın Adamları” imasında bulunacak hale gelmiş ise..?



Tarih: 7/6/2020 8:21:43 AM

Okunma : 177

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır