Cevikce / Haber ayrıntısı

Vatan gazeyesindeki son yazim

24 mart 2014 ögleden sonra yayindan kaldirildi.
 

M. Sarigül’ün 'ötekisi olmayan Istanbul'u


Basbakan her seçim öncesi yaptigi gibi bu kez de, yillarca muhalefette kalmis ve iktidar hirsiyla yanip tutusmus bir parti lideri gibi rakiplerine karsi ölçüsüz,




sinirsiz, acimasiz ve de sorumsuz bir saldiri sürdürüyor; her gittigi yerde, seçmenin duyarli oldugu konulari istismar ederek, kalabaliklari birbirine düsürmeyi marifet sayar oldu. Güneydoguda bir yerde, Kürt kökenli yurttaslarin karsisinda, “Said-i Nursi’nin izinden gittigini iddia edenler su anda paralel örgütle kol kola geziyorlar. Said-i Nursi’nin kemikleri sizliyordur” diyor. Bati illerimizin birinde de, “O gün de Menderes'e en alçakça yolsuzluk iftiralarini, en edepsiz iftiralari attilar, aynisini su anda bana yapiyorlar. Kim? CHP'nin basindaki Kiliçdaroglu ve avaresi.”

Simdiki kadar olmasa da, yürüttügü ayristirici, halkin duygusalligini kullanan ve magdur rolündeki R. T. Erdogan, bundan önceki seçimlerde partisinin oyunu artirmayi becermisti. Ancak, 17 Aralik’tan sonra içine düstügü suçluluk ve yalnizlik nedeniyle, 30 Mart aksamina dek daha da tirmandiracagi görülen bu pervasizligin, bu kez AKP’nin zararina olacagini yardimcisi Bülent Arinç bile sezmis durumda; her gün kirdigi potlari düzeltmek için bütün ustaligini kullaniyor: “Pensilvanya derken Basbakanimiz, F. Gülen Hocamizi kastetmiyor” diyecek kadar!

Basbakan, bu seçimi yerel seçim olmaktan da çikardi ve bir anlamda kendisiyle ilgili halk oylamasina dönüstürdü. Bu gündem, propaganda açisindan muhalefetin de isine geldi. Oysa 17Aralik yolsuzluk ve rüsvet suçlamalari ortaya çiktiginda, parlamenter sistemle yönetilen her ülkede oldugu gibi ana muhalefetin ilk yapmasi gereken, Basbakan yani hükümet hakkinda TBMM’de “gensoru” istemekti. Deneyimime dayanarak CHP yönetimine bunu önerdigim halde, kürsülerden Basbakan R. T. Erdogan’in istifasini istemekle yetinip, neden bu anayasal denetim yoluna gitmediklerini hâlâ anlayabilmis degilim.

Genel seçim havasina dönüstürdüler ama taraflarin gündemleri çok farkli. Muhalefet 30 Mart aksamina kadar yolsuzluk dosyalarini gündemde tutmaya çalisiyor. Basbakan da, çatismayi tirmandirarak, kendi seçmenini arkasinda tutma çabasinda. Diger yandan da halkin vergileriyle elde ettigi kamu kaynaklarini kendi is adamlarina bölüstürerek, propaganda projelerini seçim vaadi olarak kullaniyor. Bunu yaparken de daha çok hesabini üç büyük kent üzerine kurmus gözüküyor: Istanbul, Ankara, Izmir. Çünkü artik bu üç il, seçim sonucunu dogrudan belirleyecek seçmen potansiyeline sahip. Özellikle Istanbul’un sonucunun, 31 Mart sabahi AKP Genel Baskani R. T. Erdogan’in gelecegini belirleyecegini, basta kendisi, herkes biliyor.

O nedenle Istanbul seçmeni sandiga, Kadir Topbas’i degil de, R. T. Erdogan’i seçmek için gidecekmis, havasi yaratildi. Diger yanda ise CHP, Istanbullulari asil sorunlari ve çözümleri için sandiga çagiriyor ve bütün gücüyle Mustafa Sarigül’ün basarisina kenetlenmis durumda. O nedenle yazimi, çogu okur için tekrar olsa da, Sarigül’ün “ötekisi olmayan Istanbul” için yaptigi konusmasinin özetiyle baglamak istedim. Böylece de Basbakan'in, "Bana birileri Atatürk’ün posterini salliyor. Bana neden Atatürk’ün posterini salliyorsun. Ki büyük ihtimalle CHP’li. Laf üretme is üret is!” çikisina yanit olur kanisindayim:

“Bir sehrin planli büyümesi gerekmektedir; plansiz büyüyen sehir, trafik sorunu yasamaya mahkûmdur. Trafik sorunu ile ilgili öncelikli olarak yapilmasi gereken, toplu tasima sistemini çok daha iyi bir seviyeye getirmektir. 5 yilda, 200 km Metro yapmadigim takdirde bir dahaki döneme asla aday olmayacagim. Istanbul Büyüksehir Belediyesi'nin bütçesinin 10 milyar dolarlik kismini trafik sorununun çözümüne ayiracagim. Istanbul'da bütün yükleme, bosaltma ve temizleme isleri gece 12 ile 4 arasinda yapilacaktir. Istanbul'da toplu tasima araçlari 7/24 çalisacaktir. Sn. Kadir Topbas, Hadimköy'deki askeri araziyi alip Kiptas-Konutlari yapiyorsun da aklina, hiç kent parki yapmak gelmiyor mu? Istanbul'da kisi basina düsen aktif yesil alan miktari ne yazik ki sadece 2 metrekaredir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sehrin yararina olan hiçbir projeye karsi degiliz. 3. Havaalani projesine karsi degiliz fakat yapilacagi yere kesinlikle karsiyiz. 30 Mart sonrasi Ankara'daki hükümet hâlâ orada kalmaya devam ederse, onlarla gidip 3. Havaalani Projesi'nin yeri hakkinda konusacagim. Kanal Istanbul Projesi ile Istanbul Bogazi mahvedilmis olacaktir ve tüm Istanbul'u ne yazik ki çürük yumurta kokusu kaplayacaktir. Istanbul'un imar planlarini en kisa sürede güncelleyip 2B'leri, hak sahiplerine uygun fiyatlarla verecegiz.”


Tarih: 5/1/2014 8:56:51 PM

Okunma : 726

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır