Cevikce / Haber ayrıntısı

CHP’de degisen bir sey yok.

Sandiktan çikan sonuca göre R.T.Erdogan “Allah uzun ömür versin”, saglik sorunu çikmadikça, on yil daha, aile boyu tek basina Türkiye Cumhuriyetinin basinda olacak.
 




Yolun basinda memleketi Rize’de, “demokrasi bizim için hedefimiz yolunda bir araçtir” derken, aklindaki hedef ne idiyse, simdi artik o hedefine ulasti mi, daha henüz tam belli degil? Bence, hayir! Bu sorunun yanitini, çok degil 10 ay sonra yapilacak genel seçimden sonra anlayacagiz.
AKP’de, iç tartisma görüntüsü veren “kimin emanetçi genel baskan” olacagi konusu bir-kaç gün içinde biter. Ancak, artik belli oldu ki, 2015 seçiminde de, partinin basinda hem de cumhurbaskani sifatiyla R.T.Erdogan olacak. Yani, seçmen yine sandiga giderken AKP adina R.T.Erdogan ile diger partilerin genel baskanlari arasinda tercih yapmak durumunda kalacak. Hem de, AKP milletvekili listelerinin kazanabilir siradaki adaylarinin hepsini, “genis bir istisare(!)” yaparak yine Çankaya belirleyecek.
Diger partiler beni ilgilendirmiyor ama yillardir kurtulamadigi “kurultay hastaligi” sürdükçe seçmenin, CHP’yi iktidar adayi bir parti olarak görmeyecegi ve 2015’de yine (tek basina olsa da olmasa da) AKP’nin hükümet olacagi baskisi altinda sandiga gidecegi, simdiden tahmin edilebilir. Iste CHP’de alevlenen kavga da bundan kaynaklandi. Çünkü özellikle milletvekilligi hesabi olan her CHP’li, 2015 seçiminde de sandiktan 150’nin altinda bir sayida milletvekilinin seçilebilecegini görüyor.
Yine herkes biliyor ki, bazi yerlerde ön seçim yapilsa bile bu 150’nin kim olacagina da büyük ölçüde Genel Baskan karar verecek. Bundan ötürü, halen mecliste olan ve yeni gelmek isteyenlerin sorunu, “2015 seçiminde partinin basinda kim olursa” milletvekili seçilebilirler? Son iki yildir olanlara bakilirsa, yaftasi ne olursa olsun, birbirlerine ne sifat takarsa taksinlar, CHP meclis grubundaki milletvekillerinin ikiye ayrildigi disaridan bile gözüküyor; Genel Baskan Kiliçdaroglu’na bagli olanlar ve karsitlari.
Cumhurbaskanligi seçim sonucu ne çikarsa çiksin idi, bu ayrismanin kesinlikle çikacagi belliydi. Ancak, açik söylemek gerekir ki, parti içi muhalefet, sonucun çok daha olumsuz olacagini bekliyordu! O nedenle de “çati adayini” bahane ederek tartismayi seçim öncesinden baslattilar. Dolaysiyla, CHP’nin aldigi sonuç bence çok basarisiz sayilmasa da, parti içi bu çevre önceki takindiklari tavrin geregini yapmak zorundaydilar. (Zorundaydilar dememden kastim, “Onlarin!” hiçbir zaman kurtulamadigi tarihi hastaliga isaret etmek istedim). Kendileri kurultayi toplama gücünde olmadiklari için de Genel Baskani sikistirmayi yeglediler. Hemen sunu kendi adima açiklamam gerekiyor, seçim öncesi “çati adayi” yaklasimini elestirdim. Benim savim, “bu seçimde asil hedef, birinci turda R.T.Erdogan’in yüzde 50’yi asamamasi olmalidir. Dolaysiyla her parti, yerel seçimde oldugu gibi örgütünü kendi adayi arkasinda etkin bir sekilde çalistirabilir ve katilimi en yüksege çikarabilir. Öylece de, birinci turda partiler kendi adaylariyla bir önceki seçimdeki sonucu alirlar ve AKP’nin adayi ikinci tura kalir” idi. Ancak, yine de, R.T.Erdogan’in aldigi sonuç, bütün suçun CHP’ye yüklenmesini hakli kilmaz.
Genel Baskan Kiliçdaroglu, olagan üstü kurultayi ne zaman toplar bilemem. Ancak görüldü ki, toplayacak. Saniyorum, bir telasla ortaya çikanlar, asil simdi daha da telas içine girmis olmalilar. Çünkü CHP’de genel baskan degistirmek için zamanlamasi da olan ilkesel ve kadrosal ciddi bir çalismanin olmasi gerekir. Kirk yildir çok sey yasamis birisi olarak, ben CHP’de böyle bir birikimli ad ve adlari göremiyorum. Içtenlikli de olsa ortaya çikanlarin, etrafina bir bakmasini öneriyorum!




Tarih: 19.08.2014 15:35:31

Okunma : 477

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır