Cevikce / Haber ayrıntısı

CHP, bir parti mi?

Önyargiya düsmeden bu sorunun yanitini bulmamiz gerekiyor.
 

















Çünkü seçim aksami sonuçlar belli olmaya basladigindan beri, Antalya Milletvekili Deniz Baykal'in meclis baskanligi "vakasina" kadar Genel Baskan basta, partinin yönetim kadrosunun yaptigi konusmalar, yorumlar ve elestiriler, CHP'nin bir siyasal parti gibi degil de, tüzüklerinde tanimlasmis alanda, belli ilke ve amaçlari için ugrasan bir dernek görüntüsü verdigini, kimse yadsiyamaz.

Bunu saptarken, bir gerçegin altini çizmem gerekir. 2010'da genel baskan oldugundan bu yana Baskan Kiliçdaroglu, ilk kez bu seçimde halkin gerçek gündemini yani as ve is konusunu öne çikaran basarili bir kampanya götürmüstür. Oyu 2011'e göre aritmetik olarak düsmüs görünse de, aslinda benim tahminlerime göre yüzde 2-4 oraninda CHP oyu, bilinçli olarak HDP'ye gitmistir. Onlarin da kabullendigi gibi, bu emanet oy sayesinde, simdilik de olsa tek basina ülkeyi yönetme hirsina kapilan R.T.Erdogan'in önünü kesilmistir.

Ne var ki, hem parti içinde adayliklari konusunda aradiklarini bulamayan bazilari, hem de aydin kamuoyunda, daha yüksek oy tahmini olanlar, bu sonucu basarisiz gördüler. Milletvekili grubunda da bazilari, bu gölgeli ortami gelecek hesaplari için kullanmaya kalkistilar. Hiçbir partide olmazken CHP'nin kendi adayinin seçiminde fire vermesi, bu gerçegi yansitti. Bu " hava" diger partilerde ve özellikle MHP'de, CHP'nin tutarli ve güç birligi içinde olmadigi izlenimi yaratti. Üstelik eski Genel Baskanin onca deneyimiyle açiklanamayan AK Saray görüsmesi ve o konuda CHP yönetiminden gelen tepkiler, MHP ve AKP yönetimlerinde ve hatta bir kisim CHP'lide, CHP'nin ciddi bir yönetim sorunu ve hatta liderlik zaafi içine düstügü inancina neden oldu.

MHP Genel Baskani, bu görüntüden cesaret alarak, Ecevit'le birlikte oldugu 2002 seçimi öncesinden bu yana özellikle ortak hükümet kurma ve yürütme konusundaki, daha çok parti içi otorite hesaplarina dönük kisir ve öngörüsüz çikislarindan birini yapti. Ancak, telasla tepki gösteren CHP üst yöneticileri bilsinler ki, bu çikisa firsat veren yine onlarin, seçim aksamindan beri kendi içlerinde bile ciddiye alinmayan, gerçege uymayan ve partinin gücünü çok asan, çeliskili koalisyon kurgulari girismeleri oldu. Daha seçim sonuçlari tam belli degilken, Istanbul Il Baskani Karayalçin'in "Kiliçdaroglu'nun basbakanliginda CHP'nin, emeklilere vaat ettigi çifte maasi bu bayramda verecegi" sözü ile baslayan ve olmayacak üçlü muhalif koalisyonlarina kadar giden, tarafi belirsiz iktidar girisimleri gibi…

Oysa ben CHP içinde öngörüsü olan ve uzun erimli sorumluk alabilecek bir grubun, ülkenin karsi karsiya kaldigi özellikle dis politika ve ekonomik sorunlar yüzünden, bir büyük koalisyonun ülke ve halk için zorunlu oldugu düsüncesinde oldugunu, seziyorum ve hatta biliyorum. Bu seçim sonuçlariyla, anayasa degisikligi ve baskanlik hevesi(!) simdilik kirilmis olmasina karsin, bir erken seçimin o tartismayi yeniden gündeme getirebilecegini görme sorumlulugu tasiyanlarin var olduguna inaniyorum.

Ne yazik ki, TBMM Baskani olmayi istemek, ne denli saygideger olsa da, olamayacagi çok açikken, anlasilmaz bir israrin karsisinda Genel Baskanin kararsiz davranisi, basta CHP diger partileri, "stratejilerini bir erken seçime göre kurgulamaya" zorladi. AKP ile ortak hükümet kurma konusunda, ipler atik ne CHP'nin, ne de sanildigi gibi MHP'nin elindedir. Çünkü hangisi olursa olsun, dört parti de, bir "erken seçim hesabiyla" yatiyor ve kalkiyor. Simdiden bilinsin ki, bu kez seçim 7 Haziran gibi olmayabilir! Emanet HDP oylari partilerine geri dönebilir ve daha sert irkçi, milliyetçi bir seçim propaganda ortamina sürüklenilebilir. Oradan kimin daha kazançli çikacagini tahmin etmek kimsenin haddi degildir. Ama ben sunu görebiliyorum: En çok zora girecek olan demokrasi yolculugumuz ve CHP olacaktir.

Tarih: 8.07.2015 16:45:22

Okunma : 479

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır