Yazdırma tarihi : 3/28/2024

Ülkede muhalefet yok!

Tarih: 2/8/2005



Muhalefet boslugunun sorumlusu CHP degil, yalnizca Baykal oldugunu akli basinda herkes görüyor!


Subat 2005— TRT’nin bu sabahki gündeminde, “Muhalefetin Önemi” konusunda çagrili olan bir bilim adami “Demokrasilerde iktidardan daha çok muhalefetin önemli oldugunu” söyledi.
 


Niye bunun, bugünün konusu oldugunu anlatmakta gecikmedim. Son Olaganüstü Kurultayi’nda hem yasananlar hem de sonuçlari, siyaset, bilim ve aydin çevrelerin, artik CHP’nin Ana Muhalefet partisi islevini tasimadigi varsayimini benimsemesine neden olmus. CHP’de o kadar çok parti içi savasim yasandi ki, iç ve dis çevrelerin indinde partinin, iç sorunlardan kurtulup ülke sorunlari ile ilgilenmez oldugu kanisi yerlesti. Kurultay sonrasi, ilk Meclis Grubu toplantisinda Baykal da, sanki çok büyük bir savas galibi gibi sakiz haline getirdigi Sarigül olayini belki yüzüncü kez yineledi.
Zaten Baykal’in son iki yildir muhalefet adina görev saydigi iki konu var; “1 Mart Tezkeresi” ve Basbakan’a Avrupa Birligi konusundaki “Müzakereleri kes gel” önerisi. Birinci konuda Baykal’in basindan beri bilerek ve yine iç politika anlayisi ile takindigi tutum ne dogru, ne haklidir. Tezkerenin Meclis’ten çikmamasi ve o nedenle Irak’a askeri boyutta bulasmamizin dogrulugu bir yana, o sonucun gerçek nedeni CHP degil, AKP’nin kendi içinden saglayamadigi oy çogunlugu olmustur. Animsanacagi gibi yalniz iki AKP’li üye genel kurulda olmasa idi, tezkere geçmis olacakti.
Ancak, o günden buyana Baykal, tezkerenin çikmamasini tümüyle kendisinin tarihi bir basarisi olarak eline aldi ve hiç birakmiyor. Kurultayda da görüldügü gibi Sarigül’den kurtulmak için dayandirdigi komplo teorisinin özünde de 1 Mart Tezkeresi vardi. O yüzden ABD’de basta tüm CHP düsmanlarinin Baykal’dan intikam almasi savi, kurultay konusmasinin nerede ise bütününü kapsadi.
Öteki konu, 17 Aralik öncesi Basbakan’in CHP’yi ziyaretinde de Baykal’in takindigi tutum, sonuç ne olursa olsun çikacak kararin Türkiye yararina olmayacagi uyarisindan baska bir sey degildi.
Bunlardan su sonuç çikiyor; kendince etkili ve tutarli muhalefet yaptigini sandigi bu konularda bile, Baykal kamuoyundan istedigi destegi bulamamistir.
Iste bu nedenle TRT, CHP’nin etkili ve dogru dürüst muhalefet yapamadigi ve “ülkede iktidari olan, ama islevsel bir muhalefet boslugu yasandigi” gerçegini gündem konusu yapabilmektedir. Oysa, son iki yildaki çalismalari izlendiginde hem komisyonlarda hem de genel kurulda, CHP Meclis grubunun olumlu ve verimli çalistigi bir gerçektir. Ancak, özellikle Türkiye’de partilerin yüzü ve sesi yalnizca genel baskanlar olarak algilaniyor. Özellikle son 10 yildir program, düsünce ve siyasal savlar hemen her ülkenin gündeminden çiktigi için, artik siyasetin konusu sahnede yer alan yalnizca bas aktörler oldu. Bizim ülkemizde de hiç kimse ne AKP’de Tayyip Erdogan’dan, ne de CHP’de Baykal’dan baskasina ve konuya baktigi söylenebilir.
Gerçekte muhalefet boslugunun sorumlusu CHP degil, yalnizca Baykal oldugunu akli basinda herkes biliyor. Bunu kendisi de gördügü için Baykal’da kurultayda ilk kez ve yüksek sesle “Günü geldiginde ayrilacagim” demek zorunda kaldi. Elbette bu sözünü, ilk genel seçimden önce yerine getirirse saygidegerdir. YOKSA!


Haber NO: 279

Kategori: NTVMSNBC