| 
      
 12 Eylül darbecilerinin partileri
 kapattigi 1981'den bu yana bakalim; halkin bildigi partilerden, Anavatan
 Partisi (ANAP) Turgut Özal'in babasinin partisiydi. Sosyal Demokrat Halkçi
 Parti'nin (SHP) tapusu Ismet Pasa'nin oglu Erdal Inönü'deydi (kendisi hiçbir
 zaman kabullenmediyse de). Dogru Yol Partisi (DYP) Süleyman Demirel'in mali
 gibiydi. DSP, bugün partide olmasalar da, tapuda Ecevitler'e kayitlidir.
 Numan Kurtulmus üç yil genel baskanlik koltugunda otururken de, baska
 adlarla çok kere açilip kapanan milli görüsün Saadet Partisi (SP) de Erbakan
 Hoca'nin tapulu mülküdür. Öyle oldugu için iki büklüm de olsa Hoca, cezasi
 bitince tahtina oturdu. Iste simdi, Kurtulmus Hoca babasinin mali Halkin
 Sesi Partisi'nin (HAS) kapisini açti. R. T. Erdogan, Erbakan Hoca'nin milli
 görüsçü takimindan gelse de, 2001'de kendi partisi Adalet ve Kalkinma
 Partisi'ni (AKP) babasinin mali gibi kurdu. Bugün partisini de, ülkeyi de
 tapulu mali gibi idare ediyor. Denebilir ki, Milliyetçi Hareket Partisi'ne
 (MHP), Devlet Bahçeli'nin partisi denemez. O da öyledir, çünkü MHP yeniden
 açildiginda, Türkes'in oglunun miras kavgasini yitirdigi ilk kurultayda
 partinin tapusu Bahçeli'nin eline geçti. 18 yildir tersini söyleyen kim
 çiktiysa, hesabini gördü. Burada, CHP'nin de 2010 Mayis'ina kadar "birisinin
 mali gibi" gözüktügünü söyleyenler olabilir. Hayir, Kemal Kiliçdaroglu,
 1992'den bu yana yapilan kurultaylarda CHP'nin basina seçilen besinci genel
 baskandir.
 Öyleyse, son parti içi gerginlik sirasinda niçin Genel Baskan Kiliçdaroglu,
 "CHP'de koltuklar kimsenin babasinin mali degildir" dedi. Ikisini de çok iyi
 taniyorum; Kiliçdaroglu bu sözüyle Önder Sav'i kastetmedi. Genel Baskan
 Kiliçdaroglu'nun asil söylemek istedigi, CHP'nin özellikle AKP gibi tapulu
 bir mal olmadigi ama birilerinin de CHP'yi asla sahipsiz sanmamasiydi.
 Geldigi günden beri Kiliçdaroglu gördü ki, Ecevit öncesi yani 1970 öncesi
 partiye hâkim olan "halk için ama halka ragmen" anlayisindakiler, CHP'yi
 sosyal demokrat hedeflerinden, AKP'nin açilim çizgisine çekmek için hâlâ
 ayaktalar! Geçekten de, Genel Baskanin bu endisesinde hakli oldugu o sözün
 hemen arkasindan görüldü; Genel Baskanin "yeni MYK" diyecegine, sonra
 açikladigi gibi bir dil sürçmesi olan "yeni CHP" sözünü, bazilari hemen
 istismar etti.
 
 Hiç zaman yitirmeden CHP'yi yönlendirmek isteyen ilk çikis, yillardir
 özellikle genel merkez düzeyinde partiye sokulmak için büyük çaba gösteren
 ve "ikinci cumhuriyetçiler" denen çevreden geldi. Ikincisi, önceki genel
 baskanin Sav'i da yanina alarak partiden tasfiye ettigi iyi niyetli sosyal
 demokrat çevre oldu. Ama asil görülmesi gereken, seçime az bir süre
 kalmisken parlayan saman alevini bir yangina dönüstürmek isteyen AKP'liler
 ve yandasi medyaydi. Basta Basbakan olmak üzere o çevre, CHP'nin
 Kiliçdaroglu'yla 1977'de Ecevit'in yakaladigi gibi önemli bir yükselis
 firsati yakaladigini görerek korkuya kapilmisti. R. T. Erdogan, son
 referandum sonucundan endiselendigini ve önlem almak için arastirma
 yaptirdigini kendisi açikladi. Yandas medyanin partide bence artik durulmus
 olan suyu, seçime kadar bulanik tutmak için olmadik senaryolar yaratma
 çabasini sürdürecekleri görülüyor.
 
 2011'in, haziraninda yapilacagi anlasilan seçim, as ve is derdi pesinde
 kosan halkimiz için bence son 30 yilin en önemli seçimidir. AKP'nin elinden
 iktidari almak, CHP'nin basarisina baglidir. Bu nedenle bu sorumlulugu duyan
 her CHP'liye görev düsmektedir. Kiliçdaroglu, tabandan tepeye kadar partiye
 "halk için, halkla beraber" anlayisini hâkim kilma kararliligindadir.
 Elbette ki kendisinin de her zaman söyledigi gibi bu seçimin bas sorumlusu
 Genel Baskan'dir. Bu son karisikligin çikmasina neden olan eski Genel Baskan
 Baykal ve 53 yillik CHP'li olmanin onurunu tasidigini söyleyen eski Genel
 Sekreter Sav da ileriye dönük kisisel hesaplarini erteleyip gölgede
 durmazlarsa, halkin önünde en az onun kadar sorumlu olacaklardir.
 
 |